30 Eylül 2010 Perşembe

‎4. Asya Meme Kanseri Sempozyumuna Davetlisiniz!!!

‎4. Asya Meme Kanseri Sempozyumu sizlerin ve Japon dostlarımızın katılımı ile 2 Ekim'de İstanbul'da saat 11:00'de MAREV Genel Merkezi'nde gerçekleşecek.
Derneğimizin 1,5 yıllık geçmişini, çalışmalarımızı paylaşacağımız toplantımızda ayrıca Türkiye'de Meme Kanserine Bakış, Psikolojik Yaklaşımlar ve Beslenme konularında gönüllü uzmanlarımız bizlerle bilgilerini paylaşacak.
Aynı şekilde Japon dostlarımızda kendi ülkelerindeki çalışmalarla bizleri aydınlatacaklar. Desteğinizle gücümüze güç katacağınıza inanıyor, sizleri de aramızda görmek istiyoruz...
MAREV Genel Merkez
Yenisahra Barbaros Mah. Halk Cad. No:14
34746 Küçükbakkalköy-Kadıköy / İstanbul
Ataşehit Trio Konutları karşısı Sahan Restaurant Yanı
Tel: +90 (216) 317 65 00 (pbx)
Faks: +90 (216) 317 39 75

9 Temmuz 2010 Cuma

Balıkyağı Meme Kanseri Düşmanı...

ABD’de yapılan araştırmaya göre, balıkyağı meme kanserine yakalanma riskini yüzde 32 azaltıyor.

Seattle eyaletindeki Fred Hutchinson Kanser Araştırma Merkezi, balıkyağında bulunan omega-3 doymamış
yağ asitlerinin, kanser tümörlerinin gelişimini engellediğini ortaya çıkardı. 35 bin kadın üzerinde yapılan araştırmada, her gün düzenli balıkyağı hapı alanların meme kanserine yakalanma olasılıklarının daha az olduğu görüldü.

Kaynak : http://www.hurriyet.com.tr/yasasinhayat/15268589.asp?gid=245

27 Mayıs 2010 Perşembe

Duyurular # 3 - Haziran Ayı Toplantımıza Davetlisiniz!!!

Değerli Pembe Güç Üyesi, Dostu, Gönüllüsü,

Haziran ayı olağan toplantımız 05.06.2010 Cumartesi günü saat 11:00'de MAREV Genel Merkezi'nde yapılacaktır.

Katılımınızla güçleneceğimize inanıyor, sizi bu ay yanınızda beraber getireceğiniz eş-dost-akraba-komşu ile birlikte mutlaka aramızda görmek istiyoruz.

Haziran ayı Psikolog Aile ve Çift Terapisti Sn. Selin Tüzün toplantımızda bizlerle olacak, bilgi ve birikimlerini paylaşacaktır.

Saygılarımla,

Özlem AYSOY

PEMBE GÜÇ Derneği Başkanı

MAREV Genel Merkez

Yenisahra Barbaros Mah. Halk Cad. No:14

34746 Küçükbakkalköy-Kadıköy / İstanbul

Ataşehit Trio Konutları karşısı Sahan Restaurant Yanı

Tel: +90 (216) 317 65 00 (pbx)

Faks: +90 (216) 317 39 75

*********************************************************

SELİN TÜZÜN, PSİKOLOG, AİLE VE ÇİFT TERAPİSTİ

İstanbul Üniversitesi Psikoloji Bölümü'nde Lisans eğitimini 2004

yılında tamamlamıştır. 2004-2006 yılları arasında özel eğitime muhtaç

çocuklarla ve onların aileleri ile çalışmıştır. 2006-2009 yılları

arasında Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma

Hastanesi'nde bireysel psikoterapi hizmeti vermiştir. Psikiyatrik

değerlendirme ve nörokognitif değerlendirme eğitimlerini tamamladıktan

sonra Aile ve Çift Terapisi alanında eğitim almaya ve çalışmaya

başlamıştır. Bu alanda, 2009 yılındaki Ulusal Psikiyatri Kongresinde

konuşmacı olarak yer almıştır. Hali hazırda bireysel terapi ve çift

terapisi konusunda eğitim ve supervizyon çalışmaları sürmektedir.

Özellikle obsesif kompulsif bozukluk, panik bozukluğu, depresyon,

anksiyete bozuklukları, psikotik bozuklukların yanı sıra iletişim

problemleri, evlilik problemleri, boşanma, cinsel problemler, ilişki

problemleri, aile içi çatışmalar alanlarında çalışmaktadır. AETD (Aile

ve Evlilik Terapileri Derneği) ve TPD (Türk psikologlar Derneği)

üyesidir.

13 Mayıs 2010 Perşembe

Kanseri 2 kez yenen Remziye Ülker Ercan'ın sırrı!

Dernekçilik ve dernek işleri hayatın genelinde gerçekten çok farklı kapılar açıyor insana.

Her şeyden önce pek çok değişik tarzda ve yapıda insanla tanışmış oluyor insan.

Kadın ya da erkek olması bir yana, gönüllü olarak yaptığı dernekçilik ve olaya verdiği önemle birlikte çözüyorsunuz insanı daha ilk görüşte.

İş bitirici, duyarlı, atak, egosu yüksek gibi tanımlarla etiketliyorsunuz ister istemez.

8-9 Mayıs tarihlerinde Ankara'da T.C Sağlık Bakanlığı bünyesinde gerçekleştirilen "Sivil Toplum Kuruluşlarının Yönetim Kapasitesini Geliştirme" toplantısı sayesinde yine birbirinden değerli pek çok kişi ile tanıştım.

Kanser ile tanışıp, iyileşme süresi veya sonrasında bu yolda diğer insanlara örnek ve yol gösterici olmak için canhıraş bir şekilde çalışan bu yeni dostlar sayesinde, "kanser" benim için artık bir korku olmaktan çıktı.

Çünkü "kanser" bana bambaşka dostluklar, bambaşka tanışlar, bambaşka farklı düşünceler kazandırdı bu güzel insanlar sayesinde.

Teşekkür etsem "kanser"'e abartmış mı olurum sizce??

İşte bu güzel insanlardan biri de, 49 yaşında yakalandığı meme kanseri sonrası psikoloğunun tavsiyesiyle sanata merhaba diyen, yağlı ve sulu boya resimleriyle yeniden yaşama tutunan, 9 sene sonra tekrar kanserle buluşup yeniden onu alt ederken 12. kişisel sergisini açan saygıdeğer Remziye Ülker Ercan....

Haza hanımefendi, çok değerli bir insan kendisi.

Resim yapmayı "yaşama tutunma aktivitesi" olarak görüyor ve çok farklı teknikler ile inanılmaz güzellikteki resimlere imza atıyor. Neskafeyle resim yapıyor desem sizi yeterince şaşırtır mıyım? Gözümle gördüm, muhteşemdi.

Sadece resimle değil, şiirleriyle de ulaşmak istiyor insanlara, hastalara ve hasta yakınlarına. Tuttuğu notları bir hazine gibi saklıyor çantasında. Ricamı kırmıyor ve "Kader" isimli şiirini burada bizlerle paylaşıyor.

Özlem Aysoy

KADER

Dünya çok güzel

Yaşamak bir mutluluk

Ancak onun kıymeti

Kaybedince bilinir

Sevgi bir çiçek

Sevmesini bilirsen

O en güzel kokuyu

İçine sindirirsen

hayat uzun bir yokuş

Çıkmasını bilirsen

Elinden tutan olur

Sen ALLAH'ı seversen

Gözler sırlarla yüklü

Bakışlar yalvarıştır

İçindeki ışığı

Parlak tutabilirsen

Gül en güzel çiçektir

Kokusu kalbe dolar

Dikenleri olsa da

Tutmasını bilirsen

Beni anlayan bilir

Ameliyat kapısında

Heyecanı çekip te

Haber alabilirsen...

Remziye Ülker Ercan

29 Nisan 2010 Perşembe

Duyurular # 2 - Mayıs 2009

Değerli Pembe Güç Üyesi, Dostu, Gönüllüsü,

Mayıs ayı olağan toplantımız 08.05.2009 Cumartesi günü saat 11:00'de MAREV Genel Merkezi'nde yapılacaktır.

Katılımınızla güçleneceğimize inanıyor, sizi bu ay yanınızda beraber getireceğiniz eş-dost-akraba-komşu ile birlikte mutlaka aramızda görmek istiyoruz.

Mayıs toplantımızda Marka ve İletişim Danışmanı, Kariyer Koçu, Eğitmen Sn. Yasemin Sungur bizlerle olacak, bilgi ve birikimlerini paylaşacaktır.

Saygılarımla,

Özlem AYSOY

PEMBE GÜÇ Derneği Başkanı

“Yasemin Sungur kimdir?" diye sorduk ve dediler ki; O bir hayalperest, sohbetçi, keşifçi, işine duygularını karıştırır. Proje üretir. İştigal konusu insan. Kelimelerin peşinde koşar. Bilgi, İletişim, Pazarlama, Marka, Yetenek, Eğitim, Değişim, Kariyer, Deneyim ve Paylaşım kelimelerine hayran; görünce dayanamaz. Yemek reçetelerini okumaya bayılır, yapmayı ve yemeyi de sever. İstanbul hayranı. Doğadan alır enerjisini ve örneklerini. Okur, yazar, fotoğraf çeker. Paylaşmak ister ve paylaşır. Hep öğrenci, öğrenmenin hiç bitmeyeceğini biliyor...

Kendisi diyor ki; "Ömrüm hayallerimin peşinde koşmakla nihayet bulacak. En çok yapmak istediğim, en çok sevdiğim işle uğraşıyorum; öğreniyorum ve paylaşıyorum

MAREV Genel Merkez
Halk Caddesi No:14 (Sahan Restauran Yanı)
Ataşehir / İstanbul
Tel: +90 (216) 317 65 00 (pbx)

Faks:
+90 (216) 317 39 75

Kanser ve Beslenme

Pembe Güç Derneği Başkanı sevgili arkadaşım Özlem Aysoy, bana ulaşarak ‘kanser ve beslenme konusunda bilgilerini paylaşarak meme kanseri konusunda gönül ve güç birliğimize katkıda bulunur musun?’ dediğinde çok memnun oldum. Özlem Aysoy’un içten ve gönüllü yaklaşımının çekiciliğiyle tanıştığım Pembe Güç ailesini yakından tanıdıkça ve Pembe Güç’ün yaptıklarını gördükçe çok daha mutlu oldum. Paylaşım, yardımlaşma ve dayanışma anlayışı benim için her zaman çok anlamlı oldu ve gücüm yettiğince bu anlayış doğrultusunda yapılması gerektiğine inandıklarımı yapmaya çalışıyorum. . Kanser ve beslenme konusunda bilgilerimi paylaşarak meme kanseriyle mücadelede ve korunmada olumlu bir rolüm olması için yazılarımla katkıda bulunmaya çalışacağım.

Sağlıklı ve mutlu günler diliyorum.

Diyetisyen Aysen Arıcan

www.aysenarican.com & www.diyetistanbultr.com

19 Nisan 2010 Pazartesi

İkinci Bahar #2 - Ben Her Baharı Severim...

“Ben her bahar’ı severim” Bahar habercidir!

Arkasından mutlaka güzellikler gelir…

Bahar müjdecidir…

İkinci bahar, ilkbahar da kaçırdıklarınızı yakalama fırsatıdır…

2007 Eylül ayı, Ramazan’ın ortalarındayız! (her önemli tarihi hafızama ya da yazılı olarak kayıt etmeme karşın kayıt altına almadığım, belki kayıt etmeyi ya da kabul etmeyi başlangıçta reddettiğim tarih) gece uyumaya hazırlanırken çok iyi tanıdığım vücudumda sağ mememde elime gelen küçük yaramaz kitle, birden yatakta sıçrayarak oturup düşünmeme neden oldu…Kısa sürede, panik olmadan kendi kendime sorduğum sorular, kısa bir cevap ve kendime verdiğim direktif “önce yat uyu şu anda hiçbir şey yapamazsın” oldu…

2006 yılından beri sürekli kafamda “momografi yaptırmalıyım, son yaptırdığım inceleme üzerinden üç yıl geçmiştir” düşüncesi vardı. Ancak, bu tür muayene ve kontroller zor gelir ve ihmal edilir (küçük memede Momografi biraz zor olduğundan aklıma geldikçe ertelemiştim) Halam yıllar önce meme ameliyatı geçirmiş ve tedavi olmuştu. Anlayacağınız gibi, şansım vardı;)

Yatakta uyumaya çalışırken yaşamı gözden geçirerek “sakin ve kararlı olmalı, ailemi çok endişelendirmeden ne yapacağıma karar vermeliyim” dedim…

Ve hastane serüveni başladı! Testler-tahliller- Momografi-Ultrason - MR- vs. sonuçları ve doktorlardan cevap beklerken ameliyatımı ve tedavimi yapacak doktora karar verdim…

Ayrıca; yapılan incelemelerde parçanın temiz görülmesine karşın önümde iki seçenek 1. si biyopsi yapılması 2. si ameliyatla parçanın alınması olduğunu öğrendim…

Ameliyat öncesi çok karmaşık duygular hissederek, zaman zaman hastalığı kendime yakıştırmadan reddederek, “çok düzenli yaşadım-sağlıklı beslendim-kendime zarar verecek hiçbir alışkanlığım yok-neden ben” dedim..

Ailem-arkadaşlarım her zaman yanımdaydı! O karmaşık duyguları yaşarken gene de şanslı olduğumu düşündüm…

5 Kasım 2007 ilk ameliyat, parça alındı, temiz çıktı;) Pataloji labratuvar sonucunu beklemek kolay olmasa da tekrar iş yaşamı bana çok iyi geldi! Beklenen gün geldi! Sonuç elimde doktoruma ulaşamıyorum! Arkadaşımın eşi Cerrah, arayıp raporumu internetten yolluyorum, kısa sürde beni arayarak “doktorun ne derse onun önerilerine uymalısın”dediğinde anladım ki durum ciddi! Veeee doktorun odasındayım” daha az riskle yaşamak isterseniz memenin alınmasını teklif ediyorum, aksi halde her türlü tedaviye razı olmalısınız” dediğinde 5-10 dakika içerisinde kararımı verdim… “Yaşam benim, bu vücut benim, karar benimse,ben sağlıklı yaşamak istiyorum” Doktorumun uygun gününü beklerken önceden reddettiğim, okuyup araştırmadığım konuları araştırıyorum, vücudumda boşluk hissetmemek, vücut yapımının değişmediğini görmek istiyorum… Doktorlarımla birlikte iki aşamalı bir ameliyatın kararını veriyoruz “ 4 Ocak 2008 bu kez bitti”

Rapor ve dinlenme sürecinden sonra tekrar iş yaşamına başlangıç, değişime alışmak, yaşam

tarzı ve beslenmeye daha fazla özen gösterirken beni, benim gibi anlayacak arkadaşları arıyorum, basında ve internette karşılaştığım bir isim Özlem AYSOY, paylaşmak amacıyla yazıyorum… Bir süre sonra okuldan bir arkadaşım bana Pembe Güç’ten bahsediyor, web sayfasını açıp üye oluyorum, ertesi gün Özlem hanım yazıyor “bize katılır mısınız? diye soruyor;) Paylaşımlarımız başlıyor…

Mart 2010 “Pembe Güç 1 yaşında” ben ve Pembe Güç derneğindeki arkadaşlarım keyifli paylaşımlar yaşıyoruz…

İkinci baharımı seviyorum, bana sağlık-umut-huzur-mutlluk vadediyor! Bana tekrar yaşamı yakalama, göremediğim güzellikleri görme fırsatı verdi;)

Her zaman yanımda olan, bana destek veren ailem ve arkadaşlarıma, sabırlı-ilgili-başarılı doktorlarıma gönülden teşekkürler…

Herkese güzel dilekler ve sevgiler gönderiyorum…

Lâtife Günyüz ERDİNÇ

18 Nisan 2010 Pazar

Galatasaray Lisesi'nde Genç Kızlarımız ile Buluştuk!!!



Dernek Başkanı olarak, 19 sene önce oturduğum sıralarda oturan öğrenciler ile gözgöze gelmemeye çalışarak dalıverdim konuya...

"Sizin yerinizde otururken, bugün bunları yaşayacağım ve bir ablanız olarak size bunları anlatacağım aklıma gelmemişti hiç" dedim.
Tüm sesler kesildi, gözler ve kulaklar bana kilitlendi. Ben de kilitlendim, yumru yine geldi oturdu boğazıma ama toparladım kısa sürede."Aklınızda bulunsun istiyoruz" dedim. "Kendi kendine muayene erken teşhis anlamında hayat kurtarıcıdır bir önlemdir . Ve bunu kendinize karşı bir sorumluluk olarak yapın ". dedim.

Ayda 1 kere, adetin 7. gününde ve sadece 3, bilemediniz 5 dakika.....

Giriş gayet net oldu. Hemen akabinde Amerikan Hastanesi'nden, derneğimiz gönüllü üyesi, saygıdeğer Hocam, Prof. Dr. Şükrü Aktan geçti mikrofon başına. Kendine has uslubu ve vurucu sunumu ile kızlarımızı kilitledi adeta ekrana ve anlattıklarına.

Hemen akabinde kızların dayanamayıp soru yağmuruna tuttuğu, yine derneğimiz gönüllü üyesi Diyet ve Beslenme Uzmanı sevgili Aysen Arıcan aldı mikrofonu eline. Anlattıkça geldi sorular peşi sıra.

Sonunda, Galatasaray Lisesi'nin ve değerli hocalarının da katkıları ile hayal ettiğimiz nitelikte ve sayıda bir seminer ile günü tamamladık.Pembe Güç Derneği'nin her daim hazır üyeleri bugünde de bizimle olarak gücümüze güç kattılar, renk kattılar.


Katılanlara, destek verenlere, dinleyenlere ve bizi eşe,dosta, akrabaya tavsiye edenlere sonsuz teşekkürler...

14 Nisan 2010 Çarşamba

Yaşasın!!! Artık daha organizeyiz...

Artık, en azından, temsili anlamda bir adım daha ön plana çıkarabileceğiz derneğimizi!

Üyelerimizden sevgili Mine Köksal Törenli'nin değerli çalışmaları ile İnka Tekstil ve Konfeksiyon Sanayi A.Ş.'den Sn.Vehbi Serhan Kotil'in bağışları ile bundan böyle derneğimizi pembe t-shirtlerimiz ile temsil edebileceğiz. Bir yandan kendi kendimizin tanıtımını yapacağız, bir yandan da pembe pembe boy göstereceğiz tüm etkinliklerimizde.

Teşekkürler Mine, teşekkürler İnka Tekstil ve Serhan Bey...


2010 yılı Nisan ayı Kanser Haftası etkinliklerini, Amerikan Hastanesi'nin değerli hocalarının hazırlayıp sunduğu Meme Kanseri Hastaları için Hasta Okulu projesinde hep birlikte, konuşup tartışarak kutladık.

Dr.Şükrü Aktan, Dr. Canan Uzel, Dr. Sevtap Durmaz, Dr. Murat Pençe, Dr. Nil M.Mandel, Dr. Uğur Selek ve Dr. Gülçin Sarılgan'ın birlikte hazırlayıp sunduğu program, özellikle meme kanseri ile yeni tanışmış ya da tedavisi devam eden hastalar için gerçekten bilgilendirici ve eğitici nitelikteydi.
Karşılıklı soru ve cevaplarla sonlanan programın ardından Amerikan Hastanesinin bizler için özel olarak hazırladığı yemekler ise nefisti...

Bu ve buna benzer etkinlikler ile meme kanserine ilişkin farkındalığın kadınlar arasında daha da dikkate alınacağını düşünüyor ve bu konuda yapacağımız tüm etkinliklerde sizleri de aramızda görmek istiyoruz...

19 Mart 2010 Cuma

Duyurular # 1 - Nisan 2009

3 Nisan 2010 - Cumartesi

Konu : Meme Hastaları için Hasta Okulu
Yer : Amerikan Hastanesi A Toplantı Salonu
Saat : 10:00 - 15 :00


7 Nisan 2010 - Çarşamba

Konu : Kendi Kendine Muayene Yöntemleri ve Sağlıklı-Bilinçli Beslenme
Yer : Galatasaray Lisesi - (GS Lisesi Kız Öğrencilerine Yönelik)
Saat : 14:00 - 15:00


14 Nisan 2010 - Çarşamba

Konu : Meme Kanserinde Erken Teşhisin Önemi
Bilinçli ve Sağlıklı Beslenme Teknikleri
Kanser ile Savaşta Psikolojik Destek
Yer : Ortaköy Kültür Merkezi Afife Jale Sahnesi - Beşiktaş Belediyesi'nin katkılarıyla...
Saat : 14:00 - 16:00


İkinci Bahar #1 - Son Düdük Çalmadan Maç Bitmez!!!

Hava ve saha koşulları futbol oynamaya elverişli, güneş pırıl pırıl parlamakta tepede. Seyirciler yerlerini almaya başlamış tribünlerde. Yer yer görülen boşluklar ilerleyen dakikalarda dolacak gibi gözüküyor.

Tribünler hareketlenmeye başladı bile, tezahüratlar, şarkılar herşey ve herkes aslında benden yana. “Özlem , Özlem “ sesleri kulaklarımda çınlıyor, çoştukça çoşuyorum. Ayağıma gelen her topu en doğru şekilde kullandığımı düşünerek koşuyorum durmadan. Performansımın iyi olması, en iyi şekilde oynayabilmem için elzem. Maçın yıldızı olmalıyım diyorum kendi kendime. Ne kadar bencilce öyle değil mi?

İşte belki de bu düşünce yüzünden, bu mükemmeliyetçilik tutkum yüzünden birden bire altüst oluyor tüm dengeler. Maçın 34. dakikasında hiç te beklenmedik bir anda, rakip takım yaptığı atak ile öne geçiyor.

Hayatspor: 1- Özlem: 0......

34 yaşında, ilk çocuğumu 9 ay, ikinci çocuğumu 11 ay emzirdikten sonra aile geçmişimde böylesi bir hikaye olmamasına rağmen, 8 Temmuz 2006 tarihinde teşhis konuluyor.

Meme CA......

Teşhis, biyopsi, ameliyat derken her şey beş gün içinde olup bitiyor. Hala inanamıyorum olanlara, etrafımda konuşulanlara, olacağı söylenenlere... Şok içindeyim... Tek yapabildiğim ağlamak, bağıra bağıra, hiç durmamacasına....

Bakamıyorum ne aynaya ne kocamın yüzüne. Utanıyorum, çekiniyorum hatta kendimden nefret ediyorum ama değil mi ki bana ihtiyacı olan dünyalar güzeli iki yavrum ve beni çok sevdiğini her fırsatta dile getiren, tüm bu acılara rağmen ayakta, dimdik duran bir kocam var, yutkunuyorum, alıştırmaya çalışıyorum hem kendimi, hem beynimi, hem de yüreğimi.

Ailelerimizle bir bütün olduk, kenetlendik ve hep birlikte el ele vererek inandık, söz verdik kendimize, birbirimize....

“Bu maçı alacağız başka yolu yok!”

Sıkıntı, üzüntü, umutsuzluk, acı, kabus ile dolu karanlık tünelde, sonunun aydınlık olacağını hayal ederek, inanarak, hissederek, sevgiyle ilerledik. Tutunduk hayata, bağlılığımızı dile getirdik sık sık, kopmadık, bırakmadık kendimizi ve düşüncelerimizi. Doktorlarımıza ve çevremizdeki dostların pozitif enerjilerine inanarak, sağlık ve şifa niyetine kabul ettik verilen her ilacı bünyeye.

Yorulduk, üzüldük, ağladık, durgunlaştık, küstük, yattık, kalktık, bıktık ama bırakmadık maçı, asıldık asılabildiğimiz kadar hayata, sevgiye, inandıklarımıza.

Sonuç mu?

Maç hala devam ediyor ama ben şu an maça yeni başlamış gibiyim, enerjik, hızlı, motivasyonlu.. Durumu eşitledim ya, benden mutlusu yok..

Gözüm skorboardda, aklım tüm varlığım ve tüm bedenimle kalan sürede...

Hayatspor : 1 – Özlem :1

Unutmayın son düdük çalmadan maç asla bitmez..

Umut dolu bir dipnot:

Bundan böyle İkinci Bahar’da hep birlikte olacağız. Umutlarımızı, hayallerimizi konuşup, birlikteliğimizden güç alarak hayata sımsıkı tutunacağız, negatif tüm düşünceleri, kötülükleri, umutsuzluğu geride bırakacağız. Umutla, sevgiyle, inançla ve de sağlıkla ileriye bakacağız daima.


Unutmayın, yalnız değiliz, değilsiniz, birlikteyiz.....

Özlem Aysoy